5 Eylül 2013 Perşembe

Dil ve Konuşma bozukluğu Olan öğrenciler Hakkında Bilgiler

DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER
İLETİŞİM,DİL VE KONUŞMA
 ‘‘Dil,insanların keyfi semboller üzerine uzlaşarak ortaya çıkardıkları bir sistemle birbirlerine evren ile ilgili anlamlı anlatılarını gerçekleştirdikleri sosyal paylaşımlı bir kod’tur.Dil,aynı kodu kullanan insanların birbirlerine düşüncelerini aktardıkları anlamlı iletileri ve bu iletilere karşılık gelen keyfi göstergeleri içerir.Keyfi göstergeler ve soyut anlamların bir araya gelmesi ile oluşan bir dili edinmek ve kullanmak çocuklar için zaman zaman güç olmakta ve sonuçta dil bozuklukları ortaya çıkmaktadır.   Bazı çocuklar sözcük ve anlamını oluşturmada(biçim bilgisi-anlam bilgisi), bazıları sözcükleri birbirine bağlamada (biçim bilgisi),dilin kullanımına(edim bilgisi) ilişkin sorunlar yaşarlar.Bu sorunlar dilin 3 ana bileşeni kapsamında daha yaygın olarak çalışılır:biçim,içerik ve kullanım.

    Dil dizgesinin ses bilgisi,biçim birim,söz dizim,anlam ve kullanım bileşenlerinden en az birinin veya pek çoğunun etkilenmesi çocuklarda dil bozukluğu tanımını genişletmektedir.Konuşma‘‘sözel dilin sese dönüştürülmüş biçimidir.’’ Gerçekleşmesi açısından fiziksel, psikolojik ve nöro-fizyolojik bir süreç olarak bilinen konuşma eylemi çocukta duyusal ve motor gelişim,psiko-motor olgunlaşma,zihin ve dil gelişimine bağlı olarak gelişir.
  Belirtilen gelişim sürecinde ortaya çıkabilecek herhangi bir gecikme veya gelişimsel gerilik konuşma sorunu olarak karşımıza çıkar.En yaygın kullanılan sınıflandırma konuşma sorunlarının nedenlerini kısaca‘‘solunum,sesleme,sesletim, zihin,işitme yetersizlikleri,çevresel yoksunluk,psikiyatrik bozukluklar ve gelişimsel geriliklere’’dayandırmıştır.Bu tip nedensel sınıflandırmalar çocukları etiketlemesi açısından tercih edilmemekte,dil ve konuşma süreçlerini gelişimsel veya dilbilimsel yaklaşımlara göre açıklayan betimleyici sınıflandırmaların yapılması önerilmektedir.Bu görüşler ışığında ASHA konuşma sorunlarını ‘‘ses,sesletim ve akıcılık sorunları’’ olarak sınıflamıştır.
  Ses sorunları ses kalitesi,perdesi, tınısı ve süresini içeren sorunlar, sesletim sorunları konuşma seslerinin olağandan farklı sesletimini içeren sorunlar,akıcılık sorunları ise sözel ifadeyi başlatma ve sürdürme güçlükleri olarak söylenebilir.
  DİL VE KONUŞMA  SORUNLARININ YAYGINLIĞI
 Dil ve konuşma yetileri toplumun bir bireyi olmamızı kolaylaştıran, insana  özgü en önemli işlevlerdendir.Çünkü dil,sosyal ilişkilerimizi kuran ve devamlılığını sağlayan en önemli araçtır.Dil, davranışlarımızı düzenlemenin özellikle okuryazarlık olmak üzere pek çok bilişsel ve akademik becerileri edinmenin bir yoludur.                                
       İletişim sorunu yaşayan bu çocuklar başkalarını anlayamama ve kendilerini ifade edememe nedeniyle toplum içinde uyumsuz davranışlara başvurabilirler.Eğitilmemiş bir dil ve konuşma sorunu okuldaki çocuğun okuma ve yazma becerisini edinememesine ve gerektiğince sosyalleşememesine de yol açabilir.Dünyada dil ve konuşma bozukluklarının okul yaşı çocuklarda görülme sıklığının kaba bir tahminle %5 olduğu saptanmıştır.Bu oranın çoğunlukla ses bozukluklarını(%3)ve kekemeliği(%1) içerdiği bilinir.
ÖNLEMLER:Diğer özürlülük gruplarının çoğunda olduğu gibi,dil ve konuşma bozukluklarının birçoğunda da nedenler hala bilinmemektedir.Dil ve Konuşma bozukluklarını engellemek için doğum öncesinde uygulanabilecek tıbbi bir takım önlemler mevcuttur.B grubu bir vitamin olan folik asit yönünden zengin bir beslenmenin hamilelik döneminde yarık damak-dudak riskini %25 ve 50 oranında azalttığı bilinmektedir.Doğum öncesi dengeli beslenme ve düzenli bakım yeni doğan gelişimi için önemli bir faktördür.
 İLETİŞİM SORUNLARI
 Dil ve konuşma bozuklukları 2 sınıfta incelenir: ORGANİK bozukluklar ve İŞLEVSEL bozukluklar.
1-ORGANİK BOZUKLUKLAR: Kişinin sinir-kas mekanizmasındaki tanımlanabilir bir soruna bağlı olarak kaynaklanan bozukluklardır.
2-İŞLEVSEL BOZUKLUKLAR: Ne organik ne de sinir sistemine bağlı olarak tanımlanan bozukluklardır.
·         Organik sorunların nedenleri çeşitlidir.
·         Bozukluk sinir sisteminden,kas sisteminden ya da konuşma mekanizmasının oluşumundan kaynaklanabilir.
·         Doğum öncesi sorunlar,toksik olaylar, tümör,travma,kasılmalar,enfeksiyon hastalıkları,kas hastalıkları ve vasküler sorunlar da organik sorunlar kapsamındadır.
·         Sesletim bozukluklarına yol açan organik dil sorunları, Örneğin;serebral palsili bir çocukta görülebilir.
·         Sesletime ilişkin organik bozukluklar dudak-damak yarıklığı olan çocuklarda da ortaya çıkabilir.
·         Nedeninin bilinmediği işlevsel bozukluklara akıcılık sorunu olan kekemelik ve bir duygusal sıkıntıya bağlı olarak ortaya çıkan ses kaybı örnek verilebilir.
cleftpalate2mt1              a1
  İletişim sorunları sorun ortaya çıktığında sınıflandırılır.Çocuklar dudak-damak yarıklığı,serebral palsi, otizm ,beyin hasarı,zihin engeli,işitme kaybı veya sağırlık gibi sorunlarla dünyaya geldiklerinde ortaya çıkan bozukluk konjenital(doğuştan) bir hasardır.Normal iletişim gelişimi dönemi içinde çıkan bir sorun ise edinilmiş hasar olarak bilinir.Çocuğun normal giden bir dil ve konuşma seyrinde havale veya travmatik beyin hasarına bağlı olarak ortaya çıkan işitmeye,bilişe,dile ilişkin bir bozukluk edinilmiş bozukluk olarak tanımlanır.Çevresel faktörler de dil geişimine olumsuz etki yapabilir.
KONUŞMA BOZUKLUKLARI
  Özellikle ses,sesletim ve akıcılık bozukluklarından oluşmaktadır.Bireyde yalın bir konuşma bozukluğu olabileceği gibi,dil ve konuşma bozuklukları bir arada da görülebilmektedir.
1-SES BOZUKLUKLARI:
·         İnsan sesleri belirli bir perde,şiddet ve kalitesiyle algılanır.Perde ve şiddetteki değişiklikler konuşmanın vurgu örüntülerini oluşturur.
·         ‘‘Larenksin (gırtlak) kötü kullanıldığı perde, şiddet ve kalite özelliklerinin iletişimi engellemesi ya da kişinin yaşı,cinsiyeti ve kültürel çevresine uygun olmayan ses özelliklerine sahip olmasıdır.
·         Ses bozuklukları biyolojik olan ve olmayan çeşitli nedenler sonucu ortaya çıkabilmektedir.
·         Sesin yanlış kullanımı ya da suistimali de larenksin dokusuna zarar verdikleri için ses kalitesinde geçici bir bozulmaya neden olabilmektedir.
·         Kişinin psikolojik sorunları da kişinin afonik (sesin tamamen kaybına) olmasına ya da şiddetli ses anomalileri yaşamasına neden olabilmektedir.
·         Dil ve konuşma terapisti sorunun ne zaman başladığını ve kişinin günlük yaşantısında ve stresli durumlarda sesini nasıl kullandığını değerlendirmelidir.
·         Ses bozuklukları sesi kullanma biçiminden de kaynaklanabilir.
2-SESLETİM BOZUKLUKLARI:
·         Sözcük üretimi hatalarıyla farkedilir.
·         Sözcükteki sesler düşürülebilir,başka bir sesle yer değiştirebilir,bozulabilir ya da farklı bir ses eklenebilir.
·         Eksik,yer değiştirmiş,eklenmiş ya da kötü üretilen sesler konuşmacının anlaşılırlığını zorlaştırmakta,hatta hiç anlaşılmamasına neden olabilmektedir.
·         Küçük çocuklar konuşmayı öğrenirken sıklıkla konuşma seslerinde hata yapar.
·         Birçok çocuk  çocuk dilin sesbilgisel kurallarında  uzmanlaşamamakta  ve 8-9 yaşlarına kadar tüm konuşma seslerini ancak öğrenebilmektedir.
·         Çocukların sesletim üretimindeki sorunlar ilkokulun ilk 3-4 yılında belirgin olarak düşüş göstermektedir.
·         Çocuğun yaşı sesletim yeterliliğini değerlerirken  önemli bir faktördür.Diğer bir etmen ise,çocuğun çevresinin sesbilgisel özellikleridir.Çünkü çocuk konuşmayı ağırlıklı olarak taklitle öğrenir.
·         Başka yetersizlikleri olan çocuklar arasında, özellikle zihinsel gerilik ve serebral palsi gibi nörolojik bozukluklarda,sesletim bozuklukları yaygınlığı oldukça fazladır.
·         Konuşma seslerini sesletme becerisindeki yetersizlikler biyolojik etkenlere de bağlı olabilmektedir.
·         Ağız yapılarındaki anomaliler,örneğin yarık damak,normal konuşmayı zorlaştırır.
·         Damak yarıklıklarının çoğu plastik cerrahi müdahaleyle düzeltilebilir ve uzun dönemde seslerin artikülasyonu üzerinde olumsuz bir etki bırakmaz.
   Konuşma seslerini düzgün çıkarmaya,mırıldanmadan,sesleri yutmadan eklemeler yapmadan konuşmaya artikülasyon denir.
·         Çocuğun iletişimin çoklu yönlerinde terapi alması gerekebilmektedir.
3-AKICILIK BOZUKLUKLARI:
·         Normal konuşma,konuşma akışındaki bazı kesilmelerle karakterizedir.
·         Ara sıa,konuşma seslerini yanlış sıralarız,anlaşılmayacak kadar hızlı konuşuruz,cümlenin yanlış bir yerinde dururuz,uygun olmayan bir vurgu örüntüsü kullanırız ya da akıcılığımızı kaybederiz.Yani,takılmalar ve geri dönüşler,hece ya da sözcük tekrarları,
·         söyleyeceğimiz şeyi nasıl bitireceğimizi düşünürken boşlukları‘ııı’ ile doldurmak gibi.
·         Akıcılık bozukluklarının en sık görüleni kekemeliktir.
·         Erkeklerde kızlara göre daha çok görülmektedir.
·         Akıcılık bozuklukları duyguların gergin olduğu zamanlarda ortaya çıkar ve geri dönüş gösterebilir.
·         Kronik kekemeliğin engellenebilmesi için erken tanılama önemlidir.
·         Kekemeliğin bilinen tek bir terapisi yoktur.
·         Çünkü nedeni,tipi ve şiddeti açısından çocuktan çocuğa değişiklik gösterir.
·         Öğretmenler iyi bir konuşma modeli olup, onlara sınıfta iyi bir konuşma ortamı sağlayarak kekeleyen öğrencilerin kendilerine olan güvenlerini arttırmada yardımcı olabilirler.
Nörolojik Hasarlara Eşlik Eden Konuşma Bozuklukları
 Konuşmadaki güçlükler soluk alma, larenks,boğaz,dil,çene ve dudakları kontrol eden kasların bu işlevlerini yeteri kadar yerine getirememesi nedeniyle oluşmaktadır. Beyindeki hasara bağlı olarak algısal ve bilişsel işlevler de etkilenebilmekte;bireyin konuşma bozukluğuna bir dil bozukluğu da eşlik edebilmektedir.Beyin hasarlarının olası nedenleri arasında fiziksel travmalar, beynin oksijensiz kalması, zehirlenmeler,çeşitli hastalıklar ve inme sayılabilir.Motorlu araç kazaları ergenlik ve erken yetişkinlikte travmatik beyin yaralanmalarının ve dolayısıyla ortaya çıkabilecek dil-konuşma ve biliş bozukluklarının en sık görülen nedenidir. Dil ve konuşma terapistleri nörolojik hasarı saptanan kişinin becerilerini değerlendirir.
DİL BOZUKLUKLARI
  Dil bozuklukları da birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. Kalıtım, bütün dil bozukluklarının nedenlerini açıklamakta yetersiz  kalmakla birlikte her zaman düşünülen etmenler arasındadır.Birincil ve ikincil akrabalarda dil bozukluğu varsa, genetik geçmiş önemli bir neden olarak ortaya çıkabilir.
   Dil gelişimi için yeterli uyaranların ve yaşantıların eksikliği durumunda çevre,dil bozukluklarına etki eden önemli faktörlerden bir diğeridir.Bazı çocuklar çevrelerinde uygun rol modelleri olmadığı için,bazıları çok fazla tek başına bırakıldıkları,bazıları kendileriyle yeterli sıklıkta konuşulmadığı,bazıları ise konuştukları zaman cezalandırıldıkları için konuşmazlar.
DİL BOZUKLUKLARININ ÇEŞİDİ
NEDENSEL FAKTÖRLER VE İLİŞKİLİ DURUMLAR
Sözel dilin yokluğu
Doğuştan ya da erken edinilen işitme kaybı,geniş beyin hasarı…vb.
Niteliksel olarak farklı dil
İşitme kaybı,öğrenme güçlüğü,zihinsel yetersizlikler…vb.
Gecikmiş dil gelişimi
Deneyim yoksunluğu,dil uyaranında eksiklik…vb.
Kesintiye uğramış/engellenmiş dil gelişimi
Fiziksel travma,edinilmiş işitme kaybı,beyin hasarı(oksijen yetersizliği)

DİL BOZUKLUKLARININ     SINIFLANDIRILMASI
 Dil bozuklukları çeşitli ölçütlere göre sınıflandırılabilmektedir.Dilin 5 alt sistemini içeren bir sınıflama şeması sağlamaktadır:


1.Sesler
2.Sözcük Biçimleri
3.Sözcük Dizimi ve Cümle Yapısı
4.Sözcük ve Cümle Anlamları
5.Dilin Sosyal Kullanımı


 Dil bozukluğu olan çocukların çoğunlukla tek dil boyutundaki sorunları ağır basmaktadır.Ayrıca belirli bir engele sahip bireylere özgü iletişim-dil-konuşma bozuklukları üzerine yazılmış çalışmaları içermektedir . Bunların içinde otizm,travmatik beyin yaralanmaları,zeka geriliği ve serebral palsi sayılabilir.
BAŞLICA DİL BOZUKLUKLARI
1-İFADE EDİCİ DİL GECİKMESİ
·         3 yaş veya üzerindeki bazı çocuklar dili anladıklarına dair hiçbir belirti göstermezler ve dili  kullanamazlar.
·         Ses çıkarırlar fakat bu sesleri iletişim amacıyla kullanma yolları konuşmayı henüz öğrenmemiş küçük çocukların ki gibidir.
   Örneğin;nesne isteme,itiraz etme,sosyal bir rutini talep etme amacıyla jestleri ve vokal sesleri kullanmayı denerler.
·         Dil gecikmesi olan çocuklar,çoğu çocukla aynı gelişim sırasını izleyebilirler ama becerileri daha geç bir yaşta kazanabilirler.
·         Dil gecikmeli çocuklar zamanla akranlarını yakalarlar.
·         Çocuğun 2 yaşında en az 50 sözcüklük dağarcığının ve iki sözcüklü sözcelerinin olmaması durumundan şüphe duymak için yeterli bir başlangıçtır.
·         Bu çocukların erken belirlenmeleri ve okul yaşından çok önce müdahale edilmeleri gerekmektedir.
2-ÖZGÜL DİL BOZUKLUĞU:
·         Özgül dil bozukluğu tanısı alan çocuklar genel zeka,oral yapı ve işlevleri ve işitme engelinin kaynak gösterilmediği bir dil bozukluğu yaşarlar.
·         Bilişsel gelişim,motor ve duyusal işlevlerin çok etkilenmediği bu vakalarda sadece dil gelişiminin etkilendiği bir bozukluk söz konusudur.
·         Bu çocuklar erken gelişim evresinde el-göz koordinasyonu,sembolik oyun,görsel algıya dayalı becerilerde yetersizlik yaşarlar.
·         Özgül öğrenme güçlüğü olan çocukların performans zeka yeterlilik puanları (IQ)85 veya üzerinde olmalıdır.
·         Bu çocukların özellikle 5-9  yaş arası akran gruplarından işitsel uyaranı ayırt etme konusunda daha zayıf performans gösterdikleri zihinsel yaratıcılık açısından çok zayıf oldukları saptanmıştır.
3-DİL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ
Erken yaşlarda özgül dil bozukluğu olduğu düşünülen çocukların sorunları okul yaşlarında öğrenme güçlüğü veya disleksiye dönüşebilir.
Bir dil sorununun akademik öğrenme ve okumayı nasıl etkilediği bu tür sorunlu çocuklarda çok belirginleşir.
Amerikan Psikiyatri Derneği öğrenme güçlüklerinin alt başlıklarını şöyle belirlemiştir:
1.       Okuma güçlüğü
2.       Hesaplama bozuklukları
3.       Yazılı ifade bozukluğu
 Öğrenme güçlüğü; edinim,dinleme, konuşma,okuma-yazma,mantıksal çıkarım ve matematik yetilerinin kullanımında belirgin zorlanmalar ile karakterize edilen hetorejen bir grup bozukluğa verilen genel bir etikettir. Bazı diğer  özürlülük durumlarında dile ve öğrenmeye dair güçlükler görülsede öğrenme güçlüğü hiçbir özrün doğrudan sonucu değildir.Öğrenme güçlüğü olan çocukların normal veya normale yakın bir zekaya sahip oldukları söylenir.Çoğu çocukta öğrenme ve güçlüğünün tüm belirtileri görülmeyebilir.Öğrenme güçlüğü olan çocukların özellikleri pek çok ve çeşitlidir.
Genelde bu özellikler 6 kategori içinde incelenir:
1.Motor              2.Dikkat
3.Algı                 4.Sembol
5.Bellek             6.Duygu
   OKULLARDA DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARININ TANILANMA VE DEĞERLENDİRİLMESİ
          Dil ve konuşma bozukluğuna yönelik bir sorundan şüphelenildiği zaman,dil ve konuşma terapisti değerlendirme/ tanılama sürecinin tüm evrelerinde bulunur ve değerlendirme ekibinde yerini alır.
          Bir çocukta dil bozukluğunun olup olmadığına karar verilmesi,sorunun tanılanması,tedavi ve takip süreci için özgün tekniklerin belirlenmesi ve gelişim olup olmadığını belirlemek için güvenilir değerlendirme sistemlerinin kullanılması tanılama süreci içinde gerçekleştirilir.
          Genel dil değerlendirme yöntemleri;
 1.olabildiğince detaylı olarak çocuğun var olan dil becerilerini belirlemek,
 2.çocuğun yeni dil becerilerini hangi kolaylık ve hızda öğrendiğini gözlemlemektir.
Dengeli bir değerlendirme aşağıdaki ölçütlerin hepsini ya da bazılarını kapsamalıdır.


1.Aile/Personel/Öğrenci görüşmeleri
2.Çocuğun öyküsü
3.Kontrol listeleri ve gelişimsel ölçekler
4.Gelişim takibi
5.Dinamik değerlendirme
6.Portfolyo değerlendirmesi
7.Gözleme dayalı kayıtlar
8.Standardize edilmiş testler


 ERKEN MÜDAHALE
 Çocukların dil ve sosyal gelişimlerinin büyük bir kısmı anne-baba ya da diğer bakıcıları ile olan dil etkileşiminin biçimi ve niceliğine bağlıdır.Evlerde yaptıkları kapsamlı gözlemler dayanarak asıl farklılığın anne-babaların çocukları ile nasıl ve ne kadar konuştuklarıyla bağlantılı olduğunu öne sürmektedir. Erken müdahale programları,anne-babaların rolünü genişletmeyi içerir.
Dil sorunlu olan çocukların erken müdahalesi öncelikli iki sebepten dolayı önemlidir.
1-Çocuk büyüdükçe etkili dil becerilerini edinme şansı azalmaktadır.
2-İşlevsel bir dil kullanmıyorsa,çocuk tam anlamıyla sosyal bir birey olamaz.Çocukta eksik olan tüm beceriler içinde dil ve iletişim en önemli olandır.Çünkü akademik ve sosyal öğrenmeye temel oluşturmaktadır.
MÜDAHALE YÖNTEMLERİ
1-Doğal Dil Yaklaşımı: Dil ve iletişim becerilerinin öğretilmesi,doğal çevrenin iletişimi cesaretlendirmesi ve çocukla iletişime girecek kişilerin iletişimi kolaylaştırmaları gerekmektedir.Bunları sağlayan yaklaşıma doğal yaklaşım denir. Doğal yaklaşımı benimseyen öğrenim tekniklerinin amacı,iletişim becerilerini öğrenirken  ve dil edinirken normal çocukların kullandıkları süreçlerden yararlanarak,dil ve iletişim beceilerini,dil ve iletişim sorunu olan çocuklara öğretmektir.
Doğal dil öğretim teknikleri şunlardır:
1. Fırsat Öğretimi
2. Bekleme Süreli Öğretim
3. Tepki İsteme Modeli
2-Kolaylaştırıcı Dil Stratejileri
 İletişim bozukluğu olan çocuklar için hazırlanan çeşitli okul öncesi ortamlarında kullanılmaktadır. Aşağıda verilen stratejiler yetişkin-çocuk etkileşimine uygun her bağlamda uygulanabilir ve çok sayıda doğal öğretim fırsatı sağlar.
1.Karşılaştırma hedefli strateji
2.Model olma stratejisi
3.Olay dizinleme stratejisi
4.Açık uçlu sorular sorma stratejisi
5.Genişletme stratejisi
6.Yeniden düzenleme stratejisi
7.Yeniden yönlendirme ve konu başlatmaya teşvik etme stratejisi
  Burada verilen stratejiler anne-baba, okul öncesi öğretmeni tarafından kolaylıkla uygulanır görünse de bir dil ve konuşma terapistinin yönlendirmesi de gerekli olabilir.


1 yorum: