DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER
İLETİŞİM,DİL VE KONUŞMA
‘‘Dil,insanların keyfi semboller
üzerine uzlaşarak ortaya çıkardıkları bir sistemle birbirlerine evren ile
ilgili anlamlı anlatılarını gerçekleştirdikleri sosyal paylaşımlı bir kod’tur.Dil,aynı
kodu kullanan insanların birbirlerine düşüncelerini aktardıkları anlamlı
iletileri ve bu iletilere karşılık gelen keyfi göstergeleri içerir.Keyfi
göstergeler ve soyut anlamların bir araya gelmesi ile oluşan bir dili edinmek
ve kullanmak çocuklar için zaman zaman güç olmakta ve sonuçta dil bozuklukları
ortaya çıkmaktadır. Bazı çocuklar sözcük ve anlamını oluşturmada(biçim bilgisi-anlam
bilgisi), bazıları sözcükleri birbirine bağlamada (biçim bilgisi),dilin
kullanımına(edim bilgisi) ilişkin sorunlar yaşarlar.Bu sorunlar dilin 3 ana
bileşeni kapsamında daha yaygın olarak çalışılır:biçim,içerik ve kullanım.
Dil dizgesinin ses bilgisi,biçim birim,söz
dizim,anlam ve kullanım bileşenlerinden en az birinin veya pek çoğunun
etkilenmesi çocuklarda dil bozukluğu tanımını genişletmektedir.Konuşma‘‘sözel
dilin sese dönüştürülmüş biçimidir.’’ Gerçekleşmesi açısından fiziksel,
psikolojik ve nöro-fizyolojik bir süreç olarak bilinen konuşma eylemi çocukta
duyusal ve motor gelişim,psiko-motor olgunlaşma,zihin ve dil gelişimine bağlı
olarak gelişir.
Belirtilen gelişim
sürecinde ortaya çıkabilecek herhangi bir gecikme veya gelişimsel gerilik
konuşma sorunu olarak karşımıza çıkar.En yaygın kullanılan sınıflandırma
konuşma sorunlarının nedenlerini kısaca‘‘solunum,sesleme,sesletim, zihin,işitme
yetersizlikleri,çevresel yoksunluk,psikiyatrik bozukluklar ve gelişimsel
geriliklere’’dayandırmıştır.Bu tip nedensel sınıflandırmalar çocukları
etiketlemesi açısından tercih edilmemekte,dil ve konuşma süreçlerini gelişimsel
veya dilbilimsel yaklaşımlara göre açıklayan betimleyici sınıflandırmaların
yapılması önerilmektedir.Bu görüşler ışığında ASHA konuşma sorunlarını
‘‘ses,sesletim ve akıcılık sorunları’’ olarak sınıflamıştır.
Ses sorunları ses
kalitesi,perdesi, tınısı ve süresini içeren sorunlar, sesletim sorunları konuşma
seslerinin olağandan farklı sesletimini içeren sorunlar,akıcılık sorunları ise
sözel ifadeyi başlatma ve sürdürme güçlükleri olarak söylenebilir.
DİL VE KONUŞMA SORUNLARININ YAYGINLIĞI
Dil ve konuşma
yetileri toplumun bir bireyi olmamızı kolaylaştıran, insana özgü en önemli işlevlerdendir.Çünkü
dil,sosyal ilişkilerimizi kuran ve devamlılığını sağlayan en önemli
araçtır.Dil, davranışlarımızı düzenlemenin özellikle okuryazarlık olmak üzere
pek çok bilişsel ve akademik becerileri edinmenin bir yoludur.
İletişim sorunu
yaşayan bu çocuklar başkalarını anlayamama ve kendilerini ifade edememe
nedeniyle toplum içinde uyumsuz davranışlara başvurabilirler.Eğitilmemiş bir
dil ve konuşma sorunu okuldaki çocuğun okuma ve yazma becerisini edinememesine
ve gerektiğince sosyalleşememesine de yol açabilir.Dünyada dil ve konuşma
bozukluklarının okul yaşı çocuklarda görülme sıklığının kaba bir tahminle %5
olduğu saptanmıştır.Bu oranın çoğunlukla ses bozukluklarını(%3)ve
kekemeliği(%1) içerdiği bilinir.
ÖNLEMLER:Diğer özürlülük gruplarının çoğunda olduğu
gibi,dil ve konuşma bozukluklarının birçoğunda da nedenler hala bilinmemektedir.Dil
ve Konuşma bozukluklarını engellemek için doğum öncesinde uygulanabilecek tıbbi
bir takım önlemler mevcuttur.B grubu bir vitamin olan folik asit yönünden
zengin bir beslenmenin hamilelik döneminde yarık damak-dudak riskini %25 ve 50
oranında azalttığı bilinmektedir.Doğum öncesi dengeli beslenme ve düzenli bakım
yeni doğan gelişimi için önemli bir faktördür.
İLETİŞİM SORUNLARI
Dil ve konuşma
bozuklukları 2 sınıfta incelenir: ORGANİK bozukluklar ve İŞLEVSEL bozukluklar.
1-ORGANİK BOZUKLUKLAR: Kişinin sinir-kas
mekanizmasındaki tanımlanabilir bir soruna bağlı olarak kaynaklanan
bozukluklardır.
2-İŞLEVSEL BOZUKLUKLAR: Ne organik ne de sinir
sistemine bağlı olarak tanımlanan bozukluklardır.
·
Organik sorunların nedenleri çeşitlidir.
·
Bozukluk sinir sisteminden,kas sisteminden ya da
konuşma mekanizmasının oluşumundan kaynaklanabilir.
·
Doğum öncesi sorunlar,toksik olaylar,
tümör,travma,kasılmalar,enfeksiyon hastalıkları,kas hastalıkları ve vasküler
sorunlar da organik sorunlar kapsamındadır.
·
Sesletim bozukluklarına yol açan organik dil
sorunları, Örneğin;serebral palsili bir çocukta görülebilir.
·
Sesletime ilişkin organik bozukluklar
dudak-damak yarıklığı olan çocuklarda da ortaya çıkabilir.
·
Nedeninin bilinmediği işlevsel bozukluklara
akıcılık sorunu olan kekemelik ve bir duygusal sıkıntıya bağlı olarak ortaya
çıkan ses kaybı örnek verilebilir.


İletişim sorunları sorun ortaya çıktığında
sınıflandırılır.Çocuklar dudak-damak yarıklığı,serebral palsi, otizm ,beyin
hasarı,zihin engeli,işitme kaybı veya sağırlık gibi sorunlarla dünyaya
geldiklerinde ortaya çıkan bozukluk konjenital(doğuştan) bir hasardır.Normal
iletişim gelişimi dönemi içinde çıkan bir sorun ise edinilmiş hasar olarak
bilinir.Çocuğun normal giden bir dil ve konuşma seyrinde havale veya travmatik
beyin hasarına bağlı olarak ortaya çıkan işitmeye,bilişe,dile ilişkin bir
bozukluk edinilmiş bozukluk olarak tanımlanır.Çevresel faktörler de dil
geişimine olumsuz etki yapabilir.
KONUŞMA BOZUKLUKLARI
Özellikle
ses,sesletim ve akıcılık bozukluklarından oluşmaktadır.Bireyde yalın bir
konuşma bozukluğu olabileceği gibi,dil ve konuşma bozuklukları bir arada da
görülebilmektedir.
1-SES BOZUKLUKLARI:
·
İnsan sesleri belirli bir perde,şiddet ve
kalitesiyle algılanır.Perde ve şiddetteki değişiklikler konuşmanın vurgu
örüntülerini oluşturur.
·
‘‘Larenksin (gırtlak) kötü kullanıldığı perde,
şiddet ve kalite özelliklerinin iletişimi engellemesi ya da kişinin
yaşı,cinsiyeti ve kültürel çevresine uygun olmayan ses özelliklerine sahip
olmasıdır.
·
Ses bozuklukları biyolojik olan ve olmayan
çeşitli nedenler sonucu ortaya çıkabilmektedir.
·
Sesin yanlış kullanımı ya da suistimali de
larenksin dokusuna zarar verdikleri için ses kalitesinde geçici bir bozulmaya
neden olabilmektedir.
·
Kişinin psikolojik sorunları da kişinin afonik
(sesin tamamen kaybına) olmasına ya da şiddetli ses anomalileri yaşamasına
neden olabilmektedir.
·
Dil ve konuşma terapisti sorunun ne zaman
başladığını ve kişinin günlük yaşantısında ve stresli durumlarda sesini nasıl
kullandığını değerlendirmelidir.
·
Ses bozuklukları sesi kullanma biçiminden de
kaynaklanabilir.
2-SESLETİM BOZUKLUKLARI:
·
Sözcük üretimi hatalarıyla farkedilir.
·
Sözcükteki sesler düşürülebilir,başka bir sesle
yer değiştirebilir,bozulabilir ya da farklı bir ses eklenebilir.
·
Eksik,yer değiştirmiş,eklenmiş ya da kötü
üretilen sesler konuşmacının anlaşılırlığını zorlaştırmakta,hatta hiç
anlaşılmamasına neden olabilmektedir.
·
Küçük çocuklar konuşmayı öğrenirken sıklıkla
konuşma seslerinde hata yapar.
·
Birçok çocuk
çocuk dilin sesbilgisel kurallarında
uzmanlaşamamakta ve 8-9 yaşlarına
kadar tüm konuşma seslerini ancak öğrenebilmektedir.
·
Çocukların sesletim üretimindeki sorunlar
ilkokulun ilk 3-4 yılında belirgin olarak düşüş göstermektedir.
·
Çocuğun yaşı sesletim yeterliliğini
değerlerirken önemli bir faktördür.Diğer
bir etmen ise,çocuğun çevresinin sesbilgisel özellikleridir.Çünkü çocuk
konuşmayı ağırlıklı olarak taklitle öğrenir.
·
Başka yetersizlikleri olan çocuklar arasında,
özellikle zihinsel gerilik ve serebral palsi gibi nörolojik
bozukluklarda,sesletim bozuklukları yaygınlığı oldukça fazladır.
·
Konuşma seslerini sesletme becerisindeki
yetersizlikler biyolojik etkenlere de bağlı olabilmektedir.
·
Ağız yapılarındaki anomaliler,örneğin yarık
damak,normal konuşmayı zorlaştırır.
·
Damak yarıklıklarının çoğu plastik cerrahi
müdahaleyle düzeltilebilir ve uzun dönemde seslerin artikülasyonu üzerinde
olumsuz bir etki bırakmaz.
Konuşma seslerini düzgün çıkarmaya,mırıldanmadan,sesleri yutmadan
eklemeler yapmadan konuşmaya artikülasyon denir.
·
Çocuğun iletişimin çoklu yönlerinde terapi
alması gerekebilmektedir.
3-AKICILIK BOZUKLUKLARI:
·
Normal konuşma,konuşma akışındaki bazı
kesilmelerle karakterizedir.
·
Ara sıa,konuşma seslerini yanlış
sıralarız,anlaşılmayacak kadar hızlı konuşuruz,cümlenin yanlış bir yerinde
dururuz,uygun olmayan bir vurgu örüntüsü kullanırız ya da akıcılığımızı
kaybederiz.Yani,takılmalar ve geri dönüşler,hece ya da sözcük tekrarları,
·
söyleyeceğimiz şeyi nasıl bitireceğimizi
düşünürken boşlukları‘ııı’ ile doldurmak gibi.
·
Akıcılık bozukluklarının en sık görüleni
kekemeliktir.
·
Erkeklerde kızlara göre daha çok görülmektedir.
·
Akıcılık bozuklukları duyguların gergin olduğu
zamanlarda ortaya çıkar ve geri dönüş gösterebilir.
·
Kronik kekemeliğin engellenebilmesi için erken
tanılama önemlidir.
·
Kekemeliğin bilinen tek bir terapisi yoktur.
·
Çünkü nedeni,tipi ve şiddeti açısından çocuktan
çocuğa değişiklik gösterir.
·
Öğretmenler iyi bir konuşma modeli olup, onlara
sınıfta iyi bir konuşma ortamı sağlayarak kekeleyen öğrencilerin kendilerine
olan güvenlerini arttırmada yardımcı olabilirler.
Nörolojik Hasarlara Eşlik Eden Konuşma Bozuklukları
Konuşmadaki
güçlükler soluk alma, larenks,boğaz,dil,çene ve dudakları kontrol eden kasların
bu işlevlerini yeteri kadar yerine getirememesi nedeniyle oluşmaktadır.
Beyindeki hasara bağlı olarak algısal ve bilişsel işlevler de
etkilenebilmekte;bireyin konuşma bozukluğuna bir dil bozukluğu da eşlik edebilmektedir.Beyin
hasarlarının olası nedenleri arasında fiziksel travmalar, beynin oksijensiz
kalması, zehirlenmeler,çeşitli hastalıklar ve inme sayılabilir.Motorlu araç
kazaları ergenlik ve erken yetişkinlikte travmatik beyin yaralanmalarının ve
dolayısıyla ortaya çıkabilecek dil-konuşma ve biliş bozukluklarının en sık
görülen nedenidir. Dil ve konuşma terapistleri nörolojik hasarı saptanan
kişinin becerilerini değerlendirir.
DİL BOZUKLUKLARI
Dil bozuklukları da
birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. Kalıtım, bütün dil bozukluklarının
nedenlerini açıklamakta yetersiz
kalmakla birlikte her zaman düşünülen etmenler arasındadır.Birincil ve
ikincil akrabalarda dil bozukluğu varsa, genetik geçmiş önemli bir neden olarak
ortaya çıkabilir.
Dil gelişimi için yeterli
uyaranların ve yaşantıların eksikliği durumunda çevre,dil bozukluklarına etki
eden önemli faktörlerden bir diğeridir.Bazı çocuklar çevrelerinde uygun rol
modelleri olmadığı için,bazıları çok fazla tek başına bırakıldıkları,bazıları
kendileriyle yeterli sıklıkta konuşulmadığı,bazıları ise konuştukları zaman
cezalandırıldıkları için konuşmazlar.
DİL BOZUKLUKLARININ ÇEŞİDİ
|
NEDENSEL FAKTÖRLER VE İLİŞKİLİ DURUMLAR
|
Sözel dilin yokluğu
|
Doğuştan ya da erken edinilen işitme kaybı,geniş beyin
hasarı…vb.
|
Niteliksel olarak farklı dil
|
İşitme kaybı,öğrenme güçlüğü,zihinsel yetersizlikler…vb.
|
Gecikmiş dil gelişimi
|
Deneyim yoksunluğu,dil uyaranında eksiklik…vb.
|
Kesintiye uğramış/engellenmiş dil gelişimi
|
Fiziksel travma,edinilmiş işitme kaybı,beyin
hasarı(oksijen yetersizliği)
|
DİL BOZUKLUKLARININ
SINIFLANDIRILMASI
Dil
bozuklukları çeşitli ölçütlere göre sınıflandırılabilmektedir.Dilin 5 alt
sistemini içeren bir sınıflama şeması sağlamaktadır:
1.Sesler
2.Sözcük Biçimleri
3.Sözcük Dizimi ve Cümle Yapısı
4.Sözcük ve Cümle Anlamları
5.Dilin Sosyal Kullanımı
Dil bozukluğu olan
çocukların çoğunlukla tek dil boyutundaki sorunları ağır basmaktadır.Ayrıca
belirli bir engele sahip bireylere özgü iletişim-dil-konuşma bozuklukları
üzerine yazılmış çalışmaları içermektedir . Bunların içinde otizm,travmatik
beyin yaralanmaları,zeka geriliği ve serebral palsi sayılabilir.
BAŞLICA DİL BOZUKLUKLARI
1-İFADE EDİCİ DİL GECİKMESİ
·
3 yaş veya üzerindeki bazı çocuklar dili
anladıklarına dair hiçbir belirti göstermezler ve dili kullanamazlar.
·
Ses çıkarırlar fakat bu sesleri iletişim
amacıyla kullanma yolları konuşmayı henüz öğrenmemiş küçük çocukların ki
gibidir.
Örneğin;nesne
isteme,itiraz etme,sosyal bir rutini talep etme amacıyla jestleri ve vokal
sesleri kullanmayı denerler.
·
Dil gecikmesi olan çocuklar,çoğu çocukla aynı gelişim
sırasını izleyebilirler ama becerileri daha geç bir yaşta kazanabilirler.
·
Dil gecikmeli çocuklar zamanla akranlarını
yakalarlar.
·
Çocuğun 2 yaşında en az 50 sözcüklük
dağarcığının ve iki sözcüklü sözcelerinin olmaması durumundan şüphe duymak için
yeterli bir başlangıçtır.
·
Bu çocukların erken belirlenmeleri ve okul
yaşından çok önce müdahale edilmeleri gerekmektedir.
2-ÖZGÜL DİL BOZUKLUĞU:
·
Özgül dil bozukluğu tanısı alan çocuklar genel
zeka,oral yapı ve işlevleri ve işitme engelinin kaynak gösterilmediği bir dil
bozukluğu yaşarlar.
·
Bilişsel gelişim,motor ve duyusal işlevlerin çok
etkilenmediği bu vakalarda sadece dil gelişiminin etkilendiği bir bozukluk söz
konusudur.
·
Bu çocuklar erken gelişim evresinde el-göz
koordinasyonu,sembolik oyun,görsel algıya dayalı becerilerde yetersizlik
yaşarlar.
·
Özgül öğrenme güçlüğü olan çocukların performans
zeka yeterlilik puanları (IQ)85 veya üzerinde olmalıdır.
·
Bu çocukların özellikle 5-9 yaş arası akran gruplarından işitsel uyaranı
ayırt etme konusunda daha zayıf performans gösterdikleri zihinsel yaratıcılık
açısından çok zayıf oldukları saptanmıştır.
3-DİL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ
•Erken yaşlarda özgül dil
bozukluğu olduğu düşünülen çocukların sorunları okul yaşlarında öğrenme güçlüğü
veya disleksiye dönüşebilir.
•Bir dil sorununun akademik
öğrenme ve okumayı nasıl etkilediği bu tür sorunlu çocuklarda çok
belirginleşir.
•Amerikan Psikiyatri Derneği
öğrenme güçlüklerinin alt başlıklarını şöyle belirlemiştir:
1.
Okuma güçlüğü
2.
Hesaplama bozuklukları
3.
Yazılı ifade bozukluğu
Öğrenme güçlüğü;
edinim,dinleme, konuşma,okuma-yazma,mantıksal çıkarım ve matematik yetilerinin
kullanımında belirgin zorlanmalar ile karakterize edilen hetorejen bir grup
bozukluğa verilen genel bir etikettir. Bazı diğer özürlülük durumlarında dile ve öğrenmeye dair
güçlükler görülsede öğrenme güçlüğü hiçbir özrün doğrudan sonucu
değildir.Öğrenme güçlüğü olan çocukların normal veya normale yakın bir zekaya
sahip oldukları söylenir.Çoğu çocukta öğrenme ve güçlüğünün tüm belirtileri
görülmeyebilir.Öğrenme güçlüğü olan çocukların özellikleri pek çok ve çeşitlidir.
Genelde bu özellikler 6 kategori içinde incelenir:
1.Motor 2.Dikkat
3.Algı 4.Sembol
5.Bellek 6.Duygu
OKULLARDA DİL VE
KONUŞMA BOZUKLUKLARININ TANILANMA VE DEĞERLENDİRİLMESİ
•
Dil ve konuşma bozukluğuna yönelik bir sorundan
şüphelenildiği zaman,dil ve konuşma terapisti değerlendirme/ tanılama sürecinin
tüm evrelerinde bulunur ve değerlendirme ekibinde yerini alır.
•
Bir çocukta dil bozukluğunun olup olmadığına
karar verilmesi,sorunun tanılanması,tedavi ve takip süreci için özgün
tekniklerin belirlenmesi ve gelişim olup olmadığını belirlemek için güvenilir
değerlendirme sistemlerinin kullanılması tanılama süreci içinde
gerçekleştirilir.
•
Genel dil değerlendirme yöntemleri;
1.olabildiğince
detaylı olarak çocuğun var olan dil becerilerini belirlemek,
2.çocuğun yeni dil
becerilerini hangi kolaylık ve hızda öğrendiğini gözlemlemektir.
Dengeli bir değerlendirme aşağıdaki ölçütlerin hepsini ya
da bazılarını kapsamalıdır.
1.Aile/Personel/Öğrenci görüşmeleri
2.Çocuğun öyküsü
3.Kontrol listeleri ve gelişimsel ölçekler
4.Gelişim takibi
5.Dinamik değerlendirme
6.Portfolyo değerlendirmesi
7.Gözleme dayalı kayıtlar
8.Standardize edilmiş testler
ERKEN MÜDAHALE
Çocukların dil
ve sosyal gelişimlerinin büyük bir kısmı anne-baba ya da diğer bakıcıları ile
olan dil etkileşiminin biçimi ve niceliğine bağlıdır.Evlerde yaptıkları
kapsamlı gözlemler dayanarak asıl farklılığın anne-babaların çocukları ile nasıl
ve ne kadar konuştuklarıyla bağlantılı olduğunu öne sürmektedir. Erken müdahale
programları,anne-babaların rolünü genişletmeyi içerir.
Dil sorunlu olan çocukların erken müdahalesi öncelikli
iki sebepten dolayı önemlidir.
1-Çocuk büyüdükçe etkili dil becerilerini edinme şansı
azalmaktadır.
2-İşlevsel bir dil kullanmıyorsa,çocuk tam anlamıyla sosyal
bir birey olamaz.Çocukta eksik olan tüm beceriler içinde dil ve iletişim en
önemli olandır.Çünkü akademik ve sosyal öğrenmeye temel oluşturmaktadır.
MÜDAHALE YÖNTEMLERİ
1-Doğal Dil Yaklaşımı: Dil ve iletişim becerilerinin
öğretilmesi,doğal çevrenin iletişimi cesaretlendirmesi ve çocukla iletişime
girecek kişilerin iletişimi kolaylaştırmaları gerekmektedir.Bunları sağlayan
yaklaşıma doğal yaklaşım denir. Doğal yaklaşımı benimseyen öğrenim
tekniklerinin amacı,iletişim becerilerini öğrenirken ve dil edinirken normal çocukların
kullandıkları süreçlerden yararlanarak,dil ve iletişim beceilerini,dil
ve iletişim sorunu olan çocuklara öğretmektir.
Doğal dil öğretim teknikleri şunlardır:
1. Fırsat Öğretimi
2. Bekleme Süreli Öğretim
3. Tepki İsteme Modeli
2-Kolaylaştırıcı Dil Stratejileri
İletişim
bozukluğu olan çocuklar için hazırlanan çeşitli okul öncesi ortamlarında
kullanılmaktadır. Aşağıda verilen stratejiler yetişkin-çocuk etkileşimine uygun
her bağlamda uygulanabilir ve çok sayıda doğal öğretim fırsatı sağlar.
1.Karşılaştırma hedefli strateji
2.Model olma stratejisi
3.Olay dizinleme stratejisi
4.Açık uçlu sorular sorma stratejisi
5.Genişletme stratejisi
6.Yeniden düzenleme stratejisi
7.Yeniden yönlendirme ve konu başlatmaya teşvik etme
stratejisi
Burada verilen
stratejiler anne-baba, okul öncesi öğretmeni tarafından kolaylıkla uygulanır
görünse de bir dil ve konuşma terapistinin yönlendirmesi de gerekli olabilir.
Dil ve konuşma bozuklukları, güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSil