Özel Eğitim
5 Eylül 2013 Perşembe
İstek
Engel türü ve eğitimi hakkında bilgi istediğiniz alanlarda yazabilirsiniz.
Dil ve Konuşma bozukluğu Olan öğrenciler Hakkında Bilgiler
DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER
İLETİŞİM,DİL VE KONUŞMA
‘‘Dil,insanların keyfi semboller
üzerine uzlaşarak ortaya çıkardıkları bir sistemle birbirlerine evren ile
ilgili anlamlı anlatılarını gerçekleştirdikleri sosyal paylaşımlı bir kod’tur.Dil,aynı
kodu kullanan insanların birbirlerine düşüncelerini aktardıkları anlamlı
iletileri ve bu iletilere karşılık gelen keyfi göstergeleri içerir.Keyfi
göstergeler ve soyut anlamların bir araya gelmesi ile oluşan bir dili edinmek
ve kullanmak çocuklar için zaman zaman güç olmakta ve sonuçta dil bozuklukları
ortaya çıkmaktadır. Bazı çocuklar sözcük ve anlamını oluşturmada(biçim bilgisi-anlam
bilgisi), bazıları sözcükleri birbirine bağlamada (biçim bilgisi),dilin
kullanımına(edim bilgisi) ilişkin sorunlar yaşarlar.Bu sorunlar dilin 3 ana
bileşeni kapsamında daha yaygın olarak çalışılır:biçim,içerik ve kullanım.
Dil dizgesinin ses bilgisi,biçim birim,söz
dizim,anlam ve kullanım bileşenlerinden en az birinin veya pek çoğunun
etkilenmesi çocuklarda dil bozukluğu tanımını genişletmektedir.Konuşma‘‘sözel
dilin sese dönüştürülmüş biçimidir.’’ Gerçekleşmesi açısından fiziksel,
psikolojik ve nöro-fizyolojik bir süreç olarak bilinen konuşma eylemi çocukta
duyusal ve motor gelişim,psiko-motor olgunlaşma,zihin ve dil gelişimine bağlı
olarak gelişir.
Belirtilen gelişim
sürecinde ortaya çıkabilecek herhangi bir gecikme veya gelişimsel gerilik
konuşma sorunu olarak karşımıza çıkar.En yaygın kullanılan sınıflandırma
konuşma sorunlarının nedenlerini kısaca‘‘solunum,sesleme,sesletim, zihin,işitme
yetersizlikleri,çevresel yoksunluk,psikiyatrik bozukluklar ve gelişimsel
geriliklere’’dayandırmıştır.Bu tip nedensel sınıflandırmalar çocukları
etiketlemesi açısından tercih edilmemekte,dil ve konuşma süreçlerini gelişimsel
veya dilbilimsel yaklaşımlara göre açıklayan betimleyici sınıflandırmaların
yapılması önerilmektedir.Bu görüşler ışığında ASHA konuşma sorunlarını
‘‘ses,sesletim ve akıcılık sorunları’’ olarak sınıflamıştır.
Ses sorunları ses
kalitesi,perdesi, tınısı ve süresini içeren sorunlar, sesletim sorunları konuşma
seslerinin olağandan farklı sesletimini içeren sorunlar,akıcılık sorunları ise
sözel ifadeyi başlatma ve sürdürme güçlükleri olarak söylenebilir.
DİL VE KONUŞMA SORUNLARININ YAYGINLIĞI
Dil ve konuşma
yetileri toplumun bir bireyi olmamızı kolaylaştıran, insana özgü en önemli işlevlerdendir.Çünkü
dil,sosyal ilişkilerimizi kuran ve devamlılığını sağlayan en önemli
araçtır.Dil, davranışlarımızı düzenlemenin özellikle okuryazarlık olmak üzere
pek çok bilişsel ve akademik becerileri edinmenin bir yoludur.
İletişim sorunu
yaşayan bu çocuklar başkalarını anlayamama ve kendilerini ifade edememe
nedeniyle toplum içinde uyumsuz davranışlara başvurabilirler.Eğitilmemiş bir
dil ve konuşma sorunu okuldaki çocuğun okuma ve yazma becerisini edinememesine
ve gerektiğince sosyalleşememesine de yol açabilir.Dünyada dil ve konuşma
bozukluklarının okul yaşı çocuklarda görülme sıklığının kaba bir tahminle %5
olduğu saptanmıştır.Bu oranın çoğunlukla ses bozukluklarını(%3)ve
kekemeliği(%1) içerdiği bilinir.
ÖNLEMLER:Diğer özürlülük gruplarının çoğunda olduğu
gibi,dil ve konuşma bozukluklarının birçoğunda da nedenler hala bilinmemektedir.Dil
ve Konuşma bozukluklarını engellemek için doğum öncesinde uygulanabilecek tıbbi
bir takım önlemler mevcuttur.B grubu bir vitamin olan folik asit yönünden
zengin bir beslenmenin hamilelik döneminde yarık damak-dudak riskini %25 ve 50
oranında azalttığı bilinmektedir.Doğum öncesi dengeli beslenme ve düzenli bakım
yeni doğan gelişimi için önemli bir faktördür.
İLETİŞİM SORUNLARI
Dil ve konuşma
bozuklukları 2 sınıfta incelenir: ORGANİK bozukluklar ve İŞLEVSEL bozukluklar.
1-ORGANİK BOZUKLUKLAR: Kişinin sinir-kas
mekanizmasındaki tanımlanabilir bir soruna bağlı olarak kaynaklanan
bozukluklardır.
2-İŞLEVSEL BOZUKLUKLAR: Ne organik ne de sinir
sistemine bağlı olarak tanımlanan bozukluklardır.
·
Organik sorunların nedenleri çeşitlidir.
·
Bozukluk sinir sisteminden,kas sisteminden ya da
konuşma mekanizmasının oluşumundan kaynaklanabilir.
·
Doğum öncesi sorunlar,toksik olaylar,
tümör,travma,kasılmalar,enfeksiyon hastalıkları,kas hastalıkları ve vasküler
sorunlar da organik sorunlar kapsamındadır.
·
Sesletim bozukluklarına yol açan organik dil
sorunları, Örneğin;serebral palsili bir çocukta görülebilir.
·
Sesletime ilişkin organik bozukluklar
dudak-damak yarıklığı olan çocuklarda da ortaya çıkabilir.
·
Nedeninin bilinmediği işlevsel bozukluklara
akıcılık sorunu olan kekemelik ve bir duygusal sıkıntıya bağlı olarak ortaya
çıkan ses kaybı örnek verilebilir.


İletişim sorunları sorun ortaya çıktığında
sınıflandırılır.Çocuklar dudak-damak yarıklığı,serebral palsi, otizm ,beyin
hasarı,zihin engeli,işitme kaybı veya sağırlık gibi sorunlarla dünyaya
geldiklerinde ortaya çıkan bozukluk konjenital(doğuştan) bir hasardır.Normal
iletişim gelişimi dönemi içinde çıkan bir sorun ise edinilmiş hasar olarak
bilinir.Çocuğun normal giden bir dil ve konuşma seyrinde havale veya travmatik
beyin hasarına bağlı olarak ortaya çıkan işitmeye,bilişe,dile ilişkin bir
bozukluk edinilmiş bozukluk olarak tanımlanır.Çevresel faktörler de dil
geişimine olumsuz etki yapabilir.
KONUŞMA BOZUKLUKLARI
Özellikle
ses,sesletim ve akıcılık bozukluklarından oluşmaktadır.Bireyde yalın bir
konuşma bozukluğu olabileceği gibi,dil ve konuşma bozuklukları bir arada da
görülebilmektedir.
1-SES BOZUKLUKLARI:
·
İnsan sesleri belirli bir perde,şiddet ve
kalitesiyle algılanır.Perde ve şiddetteki değişiklikler konuşmanın vurgu
örüntülerini oluşturur.
·
‘‘Larenksin (gırtlak) kötü kullanıldığı perde,
şiddet ve kalite özelliklerinin iletişimi engellemesi ya da kişinin
yaşı,cinsiyeti ve kültürel çevresine uygun olmayan ses özelliklerine sahip
olmasıdır.
·
Ses bozuklukları biyolojik olan ve olmayan
çeşitli nedenler sonucu ortaya çıkabilmektedir.
·
Sesin yanlış kullanımı ya da suistimali de
larenksin dokusuna zarar verdikleri için ses kalitesinde geçici bir bozulmaya
neden olabilmektedir.
·
Kişinin psikolojik sorunları da kişinin afonik
(sesin tamamen kaybına) olmasına ya da şiddetli ses anomalileri yaşamasına
neden olabilmektedir.
·
Dil ve konuşma terapisti sorunun ne zaman
başladığını ve kişinin günlük yaşantısında ve stresli durumlarda sesini nasıl
kullandığını değerlendirmelidir.
·
Ses bozuklukları sesi kullanma biçiminden de
kaynaklanabilir.
2-SESLETİM BOZUKLUKLARI:
·
Sözcük üretimi hatalarıyla farkedilir.
·
Sözcükteki sesler düşürülebilir,başka bir sesle
yer değiştirebilir,bozulabilir ya da farklı bir ses eklenebilir.
·
Eksik,yer değiştirmiş,eklenmiş ya da kötü
üretilen sesler konuşmacının anlaşılırlığını zorlaştırmakta,hatta hiç
anlaşılmamasına neden olabilmektedir.
·
Küçük çocuklar konuşmayı öğrenirken sıklıkla
konuşma seslerinde hata yapar.
·
Birçok çocuk
çocuk dilin sesbilgisel kurallarında
uzmanlaşamamakta ve 8-9 yaşlarına
kadar tüm konuşma seslerini ancak öğrenebilmektedir.
·
Çocukların sesletim üretimindeki sorunlar
ilkokulun ilk 3-4 yılında belirgin olarak düşüş göstermektedir.
·
Çocuğun yaşı sesletim yeterliliğini
değerlerirken önemli bir faktördür.Diğer
bir etmen ise,çocuğun çevresinin sesbilgisel özellikleridir.Çünkü çocuk
konuşmayı ağırlıklı olarak taklitle öğrenir.
·
Başka yetersizlikleri olan çocuklar arasında,
özellikle zihinsel gerilik ve serebral palsi gibi nörolojik
bozukluklarda,sesletim bozuklukları yaygınlığı oldukça fazladır.
·
Konuşma seslerini sesletme becerisindeki
yetersizlikler biyolojik etkenlere de bağlı olabilmektedir.
·
Ağız yapılarındaki anomaliler,örneğin yarık
damak,normal konuşmayı zorlaştırır.
·
Damak yarıklıklarının çoğu plastik cerrahi
müdahaleyle düzeltilebilir ve uzun dönemde seslerin artikülasyonu üzerinde
olumsuz bir etki bırakmaz.
Konuşma seslerini düzgün çıkarmaya,mırıldanmadan,sesleri yutmadan
eklemeler yapmadan konuşmaya artikülasyon denir.
·
Çocuğun iletişimin çoklu yönlerinde terapi
alması gerekebilmektedir.
3-AKICILIK BOZUKLUKLARI:
·
Normal konuşma,konuşma akışındaki bazı
kesilmelerle karakterizedir.
·
Ara sıa,konuşma seslerini yanlış
sıralarız,anlaşılmayacak kadar hızlı konuşuruz,cümlenin yanlış bir yerinde
dururuz,uygun olmayan bir vurgu örüntüsü kullanırız ya da akıcılığımızı
kaybederiz.Yani,takılmalar ve geri dönüşler,hece ya da sözcük tekrarları,
·
söyleyeceğimiz şeyi nasıl bitireceğimizi
düşünürken boşlukları‘ııı’ ile doldurmak gibi.
·
Akıcılık bozukluklarının en sık görüleni
kekemeliktir.
·
Erkeklerde kızlara göre daha çok görülmektedir.
·
Akıcılık bozuklukları duyguların gergin olduğu
zamanlarda ortaya çıkar ve geri dönüş gösterebilir.
·
Kronik kekemeliğin engellenebilmesi için erken
tanılama önemlidir.
·
Kekemeliğin bilinen tek bir terapisi yoktur.
·
Çünkü nedeni,tipi ve şiddeti açısından çocuktan
çocuğa değişiklik gösterir.
·
Öğretmenler iyi bir konuşma modeli olup, onlara
sınıfta iyi bir konuşma ortamı sağlayarak kekeleyen öğrencilerin kendilerine
olan güvenlerini arttırmada yardımcı olabilirler.
Nörolojik Hasarlara Eşlik Eden Konuşma Bozuklukları
Konuşmadaki
güçlükler soluk alma, larenks,boğaz,dil,çene ve dudakları kontrol eden kasların
bu işlevlerini yeteri kadar yerine getirememesi nedeniyle oluşmaktadır.
Beyindeki hasara bağlı olarak algısal ve bilişsel işlevler de
etkilenebilmekte;bireyin konuşma bozukluğuna bir dil bozukluğu da eşlik edebilmektedir.Beyin
hasarlarının olası nedenleri arasında fiziksel travmalar, beynin oksijensiz
kalması, zehirlenmeler,çeşitli hastalıklar ve inme sayılabilir.Motorlu araç
kazaları ergenlik ve erken yetişkinlikte travmatik beyin yaralanmalarının ve
dolayısıyla ortaya çıkabilecek dil-konuşma ve biliş bozukluklarının en sık
görülen nedenidir. Dil ve konuşma terapistleri nörolojik hasarı saptanan
kişinin becerilerini değerlendirir.
DİL BOZUKLUKLARI
Dil bozuklukları da
birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. Kalıtım, bütün dil bozukluklarının
nedenlerini açıklamakta yetersiz
kalmakla birlikte her zaman düşünülen etmenler arasındadır.Birincil ve
ikincil akrabalarda dil bozukluğu varsa, genetik geçmiş önemli bir neden olarak
ortaya çıkabilir.
Dil gelişimi için yeterli
uyaranların ve yaşantıların eksikliği durumunda çevre,dil bozukluklarına etki
eden önemli faktörlerden bir diğeridir.Bazı çocuklar çevrelerinde uygun rol
modelleri olmadığı için,bazıları çok fazla tek başına bırakıldıkları,bazıları
kendileriyle yeterli sıklıkta konuşulmadığı,bazıları ise konuştukları zaman
cezalandırıldıkları için konuşmazlar.
DİL BOZUKLUKLARININ ÇEŞİDİ
|
NEDENSEL FAKTÖRLER VE İLİŞKİLİ DURUMLAR
|
Sözel dilin yokluğu
|
Doğuştan ya da erken edinilen işitme kaybı,geniş beyin
hasarı…vb.
|
Niteliksel olarak farklı dil
|
İşitme kaybı,öğrenme güçlüğü,zihinsel yetersizlikler…vb.
|
Gecikmiş dil gelişimi
|
Deneyim yoksunluğu,dil uyaranında eksiklik…vb.
|
Kesintiye uğramış/engellenmiş dil gelişimi
|
Fiziksel travma,edinilmiş işitme kaybı,beyin
hasarı(oksijen yetersizliği)
|
DİL BOZUKLUKLARININ
SINIFLANDIRILMASI
Dil
bozuklukları çeşitli ölçütlere göre sınıflandırılabilmektedir.Dilin 5 alt
sistemini içeren bir sınıflama şeması sağlamaktadır:
1.Sesler
2.Sözcük Biçimleri
3.Sözcük Dizimi ve Cümle Yapısı
4.Sözcük ve Cümle Anlamları
5.Dilin Sosyal Kullanımı
Dil bozukluğu olan
çocukların çoğunlukla tek dil boyutundaki sorunları ağır basmaktadır.Ayrıca
belirli bir engele sahip bireylere özgü iletişim-dil-konuşma bozuklukları
üzerine yazılmış çalışmaları içermektedir . Bunların içinde otizm,travmatik
beyin yaralanmaları,zeka geriliği ve serebral palsi sayılabilir.
BAŞLICA DİL BOZUKLUKLARI
1-İFADE EDİCİ DİL GECİKMESİ
·
3 yaş veya üzerindeki bazı çocuklar dili
anladıklarına dair hiçbir belirti göstermezler ve dili kullanamazlar.
·
Ses çıkarırlar fakat bu sesleri iletişim
amacıyla kullanma yolları konuşmayı henüz öğrenmemiş küçük çocukların ki
gibidir.
Örneğin;nesne
isteme,itiraz etme,sosyal bir rutini talep etme amacıyla jestleri ve vokal
sesleri kullanmayı denerler.
·
Dil gecikmesi olan çocuklar,çoğu çocukla aynı gelişim
sırasını izleyebilirler ama becerileri daha geç bir yaşta kazanabilirler.
·
Dil gecikmeli çocuklar zamanla akranlarını
yakalarlar.
·
Çocuğun 2 yaşında en az 50 sözcüklük
dağarcığının ve iki sözcüklü sözcelerinin olmaması durumundan şüphe duymak için
yeterli bir başlangıçtır.
·
Bu çocukların erken belirlenmeleri ve okul
yaşından çok önce müdahale edilmeleri gerekmektedir.
2-ÖZGÜL DİL BOZUKLUĞU:
·
Özgül dil bozukluğu tanısı alan çocuklar genel
zeka,oral yapı ve işlevleri ve işitme engelinin kaynak gösterilmediği bir dil
bozukluğu yaşarlar.
·
Bilişsel gelişim,motor ve duyusal işlevlerin çok
etkilenmediği bu vakalarda sadece dil gelişiminin etkilendiği bir bozukluk söz
konusudur.
·
Bu çocuklar erken gelişim evresinde el-göz
koordinasyonu,sembolik oyun,görsel algıya dayalı becerilerde yetersizlik
yaşarlar.
·
Özgül öğrenme güçlüğü olan çocukların performans
zeka yeterlilik puanları (IQ)85 veya üzerinde olmalıdır.
·
Bu çocukların özellikle 5-9 yaş arası akran gruplarından işitsel uyaranı
ayırt etme konusunda daha zayıf performans gösterdikleri zihinsel yaratıcılık
açısından çok zayıf oldukları saptanmıştır.
3-DİL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ
•Erken yaşlarda özgül dil
bozukluğu olduğu düşünülen çocukların sorunları okul yaşlarında öğrenme güçlüğü
veya disleksiye dönüşebilir.
•Bir dil sorununun akademik
öğrenme ve okumayı nasıl etkilediği bu tür sorunlu çocuklarda çok
belirginleşir.
•Amerikan Psikiyatri Derneği
öğrenme güçlüklerinin alt başlıklarını şöyle belirlemiştir:
1.
Okuma güçlüğü
2.
Hesaplama bozuklukları
3.
Yazılı ifade bozukluğu
Öğrenme güçlüğü;
edinim,dinleme, konuşma,okuma-yazma,mantıksal çıkarım ve matematik yetilerinin
kullanımında belirgin zorlanmalar ile karakterize edilen hetorejen bir grup
bozukluğa verilen genel bir etikettir. Bazı diğer özürlülük durumlarında dile ve öğrenmeye dair
güçlükler görülsede öğrenme güçlüğü hiçbir özrün doğrudan sonucu
değildir.Öğrenme güçlüğü olan çocukların normal veya normale yakın bir zekaya
sahip oldukları söylenir.Çoğu çocukta öğrenme ve güçlüğünün tüm belirtileri
görülmeyebilir.Öğrenme güçlüğü olan çocukların özellikleri pek çok ve çeşitlidir.
Genelde bu özellikler 6 kategori içinde incelenir:
1.Motor 2.Dikkat
3.Algı 4.Sembol
5.Bellek 6.Duygu
OKULLARDA DİL VE
KONUŞMA BOZUKLUKLARININ TANILANMA VE DEĞERLENDİRİLMESİ
•
Dil ve konuşma bozukluğuna yönelik bir sorundan
şüphelenildiği zaman,dil ve konuşma terapisti değerlendirme/ tanılama sürecinin
tüm evrelerinde bulunur ve değerlendirme ekibinde yerini alır.
•
Bir çocukta dil bozukluğunun olup olmadığına
karar verilmesi,sorunun tanılanması,tedavi ve takip süreci için özgün
tekniklerin belirlenmesi ve gelişim olup olmadığını belirlemek için güvenilir
değerlendirme sistemlerinin kullanılması tanılama süreci içinde
gerçekleştirilir.
•
Genel dil değerlendirme yöntemleri;
1.olabildiğince
detaylı olarak çocuğun var olan dil becerilerini belirlemek,
2.çocuğun yeni dil
becerilerini hangi kolaylık ve hızda öğrendiğini gözlemlemektir.
Dengeli bir değerlendirme aşağıdaki ölçütlerin hepsini ya
da bazılarını kapsamalıdır.
1.Aile/Personel/Öğrenci görüşmeleri
2.Çocuğun öyküsü
3.Kontrol listeleri ve gelişimsel ölçekler
4.Gelişim takibi
5.Dinamik değerlendirme
6.Portfolyo değerlendirmesi
7.Gözleme dayalı kayıtlar
8.Standardize edilmiş testler
ERKEN MÜDAHALE
Çocukların dil
ve sosyal gelişimlerinin büyük bir kısmı anne-baba ya da diğer bakıcıları ile
olan dil etkileşiminin biçimi ve niceliğine bağlıdır.Evlerde yaptıkları
kapsamlı gözlemler dayanarak asıl farklılığın anne-babaların çocukları ile nasıl
ve ne kadar konuştuklarıyla bağlantılı olduğunu öne sürmektedir. Erken müdahale
programları,anne-babaların rolünü genişletmeyi içerir.
Dil sorunlu olan çocukların erken müdahalesi öncelikli
iki sebepten dolayı önemlidir.
1-Çocuk büyüdükçe etkili dil becerilerini edinme şansı
azalmaktadır.
2-İşlevsel bir dil kullanmıyorsa,çocuk tam anlamıyla sosyal
bir birey olamaz.Çocukta eksik olan tüm beceriler içinde dil ve iletişim en
önemli olandır.Çünkü akademik ve sosyal öğrenmeye temel oluşturmaktadır.
MÜDAHALE YÖNTEMLERİ
1-Doğal Dil Yaklaşımı: Dil ve iletişim becerilerinin
öğretilmesi,doğal çevrenin iletişimi cesaretlendirmesi ve çocukla iletişime
girecek kişilerin iletişimi kolaylaştırmaları gerekmektedir.Bunları sağlayan
yaklaşıma doğal yaklaşım denir. Doğal yaklaşımı benimseyen öğrenim
tekniklerinin amacı,iletişim becerilerini öğrenirken ve dil edinirken normal çocukların
kullandıkları süreçlerden yararlanarak,dil ve iletişim beceilerini,dil
ve iletişim sorunu olan çocuklara öğretmektir.
Doğal dil öğretim teknikleri şunlardır:
1. Fırsat Öğretimi
2. Bekleme Süreli Öğretim
3. Tepki İsteme Modeli
2-Kolaylaştırıcı Dil Stratejileri
İletişim
bozukluğu olan çocuklar için hazırlanan çeşitli okul öncesi ortamlarında
kullanılmaktadır. Aşağıda verilen stratejiler yetişkin-çocuk etkileşimine uygun
her bağlamda uygulanabilir ve çok sayıda doğal öğretim fırsatı sağlar.
1.Karşılaştırma hedefli strateji
2.Model olma stratejisi
3.Olay dizinleme stratejisi
4.Açık uçlu sorular sorma stratejisi
5.Genişletme stratejisi
6.Yeniden düzenleme stratejisi
7.Yeniden yönlendirme ve konu başlatmaya teşvik etme
stratejisi
Burada verilen
stratejiler anne-baba, okul öncesi öğretmeni tarafından kolaylıkla uygulanır
görünse de bir dil ve konuşma terapistinin yönlendirmesi de gerekli olabilir.
Zihin Engelli Bireylerde Doğrudan Öğretim Yöntemi
DOĞRUDAN
ÖĞRETİM YÖNTEMİ
Doğrudan öğretim yöntemi, açık anlatım yöntemi,
tümden gelim, uygulamalı davranış analizi ve aktif öğretim olarak da
isimlendirilmektedir. Doğrudan öğretim yöntemi konuları küçük basamaklarla
sunan ve öğrencilerin sunumlardan ne kadar yararlandıklarını belirlemek için
sürekli değerlendirme yapmayı içeren bir yöntemdir.Bu yöntemde sorumluluk,
öğretmenden başlayarak aşamalı bir biçimde öğrenciye aktarılır.
Doğrudan
öğretim yöntemi; öğretimdeki başarısızlığı, öğretmenin ilgisi ve öğrencinin
yetersizlikleri yerine öğretim programının yetersizliğine bağlar.Bu yöntem,
öğretmen tarafından yönlendirilen ve öğrencinin üst düzeyde katılım göstererek
ustalaşmasını amaçlayan bir yöntemdir.Doğrudan
öğretim yöntemi altı temel ilkeye dayalıdır.Bunlar;
1- önceki
derste yapılan çalışmaların özetlenmesi kontrol edilmesi ve gerekirse konunun
yeniden öğretilmesi:
Bu
basamakta öğrencilerin ele alınan konu ile ilgili sahip oldukları beceriler
belirlenir.Ayrıca bir önceki derste anlatılanlar özetlenip öğrencilerin varsa
evde yapmış oldukları ev ödevleri kontrol edilir.Bu aşama özel gereksinimli
öğrencilerin konuya ilişkin neleri bildiklerinin yada bildiklerinin ne kadarını
ifade ettiklerinin belirlenmesi açısından önemlidir.
2- yeni
içeriğin yada becerinin sunumu:
Doğrudan
öğretim yönteminin ikinci basamağında öğretmen, öğrencilere ne öğreneceklerini,
dersin amaçlarını kısaca açıklar ve derste kullanacakları materyalleri tanıtır.
Bu bölümde öğretmen dersin amacıyla ve kullanacakları materyallere ilişkin
verilen bilgilerin tüm öğrenciler tarafından anlaşıldığından emin
olmalıdır.Etkili bir sunum için dersin kısa dönemli amaçları açıklanmalı ve
sunum basamaklandırılmalıdır. Konular, bol örnek ve bol materyallerle sunulmalı
ve sunular sırasında konudan konuya atlanmamalıdır.
3- öğrenciye
ele alınan konunun kavranması için rehberlik edilmesi ve anlayıp
anlamadıklarının kontrol edilmesi (rehberli uygulama)
Doğrudan öğretim
yönteminde, öğretmenin öğrenciye yaptığı yardımın aşamalı olarak geri
çekilmesiyle öğrenciyi bağımsız hale getirmek amaçlanır.Hedeflenen konuyla
ilgili alıştırmaları önce öğretmen yapar ve konunun öğrenciler tarafından
kazanılması için tüm sınıfın anlayabileceği biçimde çeşitli örnekler üzerinde
durur.Örnek çözümlerden sonra, konuya ilişkin benzer alıştırmalar öğrenciler
tarafından yapılır ve öğretmen burada öğrencilerin sorularını yanıtlamaya
çalışır.Son olarak da bu bölümde öğretmen öğrencilerin konuyu anlayıp
anlamadıklarını kontrol eder ve konuyu kavrayamayan öğrencilerle ek
alıştırmalar yapar.
4- geri
bildirim vermek, düzeltmek ve gerektiğinde yeniden öğretmek:
Bu yönteme
göre öğrencilerin vermiş oldukları yanıtlar, tepkiler karşısında öğretmenin nasıl
davranacağını bilmesi önemlidir.Kendisine yöneltilen bir soruyu hiç
duraklamadan yanıtlayan bir öğrenciye öğretmen “ evet, doğru” şeklinde geri
bildirim verirken, tereddütlü ancak doğru yanıt veren bir öğrenciye de “evet,
doğru. çünkü….” şeklinde geri bildirim vermesi öğrencinin verdiği yanıta ait
konuyu hatırlaması açısından önemlidir.Öğrencinin yanlış yanıtı karşısında ise
öğretmenin doğru yanıtı vermesi gerekir. Yine öğretmenin yanlış yanıt yada
tepkileri düzeltmesi öğrencinin doğru yanıtı tepkiyi gösterinceye kadar devam
eder.
5- öğrenciye
bağımsız alıştırmalar yapma fırsatı vermek:
Doğrudan
öğretim yönteminin son aşaması bağımsız alıştırmalar yapmaktır.Bu aşamayla
sorumluluk öğretmenden öğrenciye geçmektedir.Bu yönteme göre öğrenmenin
gerçekleşmesi için öğrencinin ele alınan konuya ilişkin alıştırmaları hiç
yardımsız, kendi başına bağımsız olarak
yapması gerekir. Öğretmenin sınıf içinde verdiği ödevleri ve ev ödevlerini
bağımsız yapan bir öğrenci, bu aşamayı kazanmış bir öğrencidir.
6- sürekli
değerlendirme:
Bu bölümde öğrenciler sık sık değerlendirilerek
yanlış öğretilen/öğrenilen veya eksik olan konular için tekrar öğretim yapılır.Doğrudan
öğretim yönteminde başlangıçta tüm sorumluluğun öğretmene ait olduğu ve daha
sonra bu sorumluluğun öğrenciye devredildiği bir öğretim sürecidir.Doğrudan
öğretim yöntemi tüm öğrenciler için uygun olmakla birlikte özellikle özel
gereksinimli öğrenciler için öğretmenlerin rahatlıkla uygulayabileceği bir
yöntemdir.
DOĞRUDAN
ÖĞRETİM YÖNTEMİ’NDE
Sunulacak konu
için yapılması gerekenler:
A- uygulama
öncesi yapılacaklar
A1- analiz
Öğretilecek
konunun öğrencinin düzeyine göre analiz edilerek basitten zora doğru sıraya
dizilerek ve konunun sınırları açıkça belirlenir.
A2- performans
belirleme, amaç yazma, ders planı hazırlama:
Öğretilecek
konunun analizinden sonra öğretilecek konu hakkında öğrencinin ne kadar bilgiye
sahip olup olmadığı belirlenir.Öğrencinin performansına göre amaç yazılır son
olarak da ders planı belirlenir.
B- uygulama
B1- günlük gözden geçirme:
Yeni konunun
öğretimine başlamadan önce daha önceki öğrenilen bilgilerin gözden geçirilmesi,
kontrol edilmesi sürecidir.
B2- konuların
sunumu
öğretmenin
aktif ve öğrencinin pasif durumda olarak öğretmenin konuyu sunması durumudur.
B3-güdülenme ve
dikkat
öğrenmenin
gerçekleşebilmesi, öğrencinin konuyu anlayabilmesi için öğretmen yoğun bir
şekilde çaba harcayarak öğrencinin dikkatli bir şekilde derse güdülenmesini
sağlar.
B4-
yönlendirilmiş alıştırmalar
öğrencinin
bağımsız bir şekilde öğretilecek konu, bilgi yada beceriyi kazanabilmesi için
tam yardımdan başlayarak kademeli olarak yardımın giderek azaltılması ve
öğrencinin bağımsızlığa ulaştırılması amaçlanır.
B5- pekiştirme
ve düzeltme
Bu basamak
öğrencilere hemen geri bildirim verilmesini gerektirir. Öğrencilerin bağımsız
bir şekilde konuya hakim olabilmeleri için gerekli olan her durumda pekiştirme
ve düzeltme yoluna gidilir.
B6- bağımsız
alıştırmalar
Uygulama
bölümünün son basamağı olan bu bölümde artık öğretmen ve öğrenci yer
değiştirerek öğrenci aktif öğretmen ise pasif konuma geçer. Bu aşamada
öğrenciye verilen yardımlar kesilir. Öğrencinin bağımsız birşekilde
alıştırmaları yapması beklenir.alıştırmaların ilk önceleri aynı materyallerle
yapılması faydalı olacaktır. Öğrencinin tereddütlü yada net cevaplar vermemesi
durumunda ek alıştırmalara ve düzeltmelere gidilir.
C- uygulama
sonrası
C1- öğretim sonu değerlendirme
Değerlendirme sürecinde öğrencilerin öğretim amaçlarını gerçekleştirip
gerçekleştiremediklerine bakılır.
C2- haftalık
ve aylık gözden geçirme
Sürekli
olarak değişik zamanlarda öğretilen konuların tekrar edilmesi özellikle özel
gereksinimli öğrencilerin unutmamasına ve yeni öğretilecek konulara alt yapı
oluşturmasına olanak sağlayacaktır. Bu öğretim yöntemi, hem düzenli bir
programı hem de araçların kullanımında sistematik olmayı gerektirmektedir.Açık
anlatım yönteminde ayırt edici öğrenme sürecinden yararlanılmaktadır. Bunun
için öğretmen, öğreteceği kavramın ilişkili ve ilişkisiz niteliklerini
belirler. Daha sonra kavramın olumlu ve olumsuz örneklerini oluşturur.Kavramın
ilişkili nitelikleri kavramı tanımlar ve onun benzer örneklerini oluşturur.
İlişkisiz nitelikler ise kavramı tanımlamayan, ancak kavramın yapısında var
olan niteliklerdir.İlişkisiz nitelikler, kavramın örneklerinin farklı olmasını
sağlar. Örneğin, “kırmızı” kavramı için tek ilişkili nitelik onun rengidir.
Kırmızıyı temsil eden nesnenin şekli, malzemesi gibi nitelikler ilişkisiz
niteliklerdir.
Kavramın olumlu örnekleri, kavramı tanımlayan
nitelikleri gösterir. Kavramın olumsuz örnekleri ise kavramı tanımlamayan
nitelikleri gösterir.Örneğin, “kırmızı” kavramının olumlu örnekleri “kırmızı
plâstik boncuk”, “kırmızı tahta silindir”, “kırmızı el işi kâğıdı” dır. Kırmızı
kavramının olumsuz örnekleri ise, “sarı plâstik boncuk”, “yeşil tahta
silindir”, “mavi el işi kâğıdı”dır.Kavramın olumlu ve olumsuz örnekleri
hazırlanırken örnek sayısının çok olmasına ve ilişkisiz niteliklerin
değişmesine dikkat edilmelidir.Daha sonra, öğrenciye olumlu ve olumsuz örnekler
sunulmalı, öğrencilerin doğru tepkileri pekiştirilmeli, yanlış tepkiler
görmezlikten gelinip tekrar sunu yapılmalıdır. Böylece ayırt edici
pekiştirmelere yer verilerek öğrenme gerçekleştirilmelidir. Aşağıda, açık
anlatım yöntemine göre oluşturulmuş “1 tane” kavramı ile ilgili bildirim
örneğine yer verilmiştir.
·
Aynı türde, aynı tipte, 4 farklı sayıdaki nesne
kümesi arasından, “1 tane olanı göster.” denildiğinde, 1 tane olanı gösterir.
·
Aynı türde, aynı tipte, 4 farklı sayıdaki nesne
kümesi resimleri arasından, “1 tane olanı göster.” denildiğinde, 1 tane olanı
gösterir.
·
Aynı türde, aynı tipte, 4 farklı sayıdaki nesne
kümesi ve nesne kümesi resmi arasından, 1 tane olan gösterilip “Bu kaç tane?”
diye sorulduğunda, 1 tane olduğunu söyler.
·
Farklı türde, 4 farklı sayıdaki nesne kümesi
arasından, “1 tane olanı göster.” denildiğinde, 1 tane olanı gösterir.
·
Farklı türde, 4 farklı sayıdaki nesne kümesi
resimleri arasından, “1 tane olanı göster.” denildiğinde, 1 tane olanı
gösterir.
·
Farklı türde, 4 farklı sayıdaki nesne kümesi ve
nesne kümesi resmi arasından, 1 tane olan gösterilip “Bu kaç tane?” diye
sorulduğunda, 1 tane olduğunu söyler.
Ölçüt Bağımlı Ölçü Aracı Hazırlama
Ölçüt bağımlı ölçü aracı hazırlama
Ölçüt bağımlı ölçü
araçları, öğrencinin performansını belirlemeye yönelik hazırlanan (ölçü
araçlarıdır) materyallerdir. Ölçüt bağımlı ölçü aracı hazırlamanın ilk
aşaması, öğretimi yapılacak konuların analizinin yapılmasıdır. Analizi
yapılacak konuları üç başlık altında toplayabiliriz. Bunlar beceri, kavram ve
ünite analizleridir.
Beceriler;
Boncuk dizme, ayran yapma, yemek yeme, makas kullanma vb.
Kavramlar; Renk,
bir tane, şekil vb.
Ünite; Evimiz
ailemiz, okulumuz ve yakın doğamız vb.
Beceri, kavram ve ünite ile ilgili analizler birbirinden
farklı biçimde yapılır.
Beceri Analizi
Beceri analizi, bir
beceriyi alt basamaklarına ayırma işidir. Beceri analizi yapılırken alt
basamakların belirlenmesinde farklı yollar izlenebilir. Bunlar;
1-Ele alınan
becerinin doğrudan gerçekleştirilmesi
2-Bellekten analiz
edilmesi
3-Bir başkasının
gözlenmesi ve uzmana danışılmasıdır
Öğretmen için beceri analizi oldukça önemlidir.
N E D E N
?
beceri analizi öğretimi kolaylaştırır ve her bir basamaktaki
ilerlemenin açık bir şekilde görülmesini sağlarBeceriye yönelik
amaçların işlem basamakları (temel becerileri), daha küçük alt basamaklara
ayrılabilir. Örneğin Resim İş dersinde “Makas
kullanır.” amacının işlem basamakları
1. Makasın
kesen kısmını tutar.
2. Makası
kaldırır.
3. Diğer
elinin baş parmağını, makasın kendi tarafındaki gözüne yerleştirir.
4. Orta
parmağını makasın diğer gözüne yerleştirir.
5. Makasın
kesen kısmından tutan elini çeker.
6.Makası açar
kapar.
Bu işlem
basamaklarının her biri, daha küçük alt basamaklara ayrılarak beceri analizi
daha ayrıntılı hâle getirilebilir. Örneğin aynı amaç;
1. Makasın kesen
kısmını tutar.
a. Başat olmayan elini makasın kesen
kısmının üzerine götürür.
b. Makası baş parmağı ve diğer
parmakları arasına alır.
2. Makası kaldırır.
a. Makası göğüs hizasına kadar
kaldırır.
b. Makasın tutamağını kendine doğru
çevirir.
c. Makası kendine doğru yaklaştırır.
3. Diğer elinin baş parmağını, makasın kendi
tarafındaki gözüne yerleştirir.
a. Diğer elini havaya kaldırır.
b. Diğer elini makasın tutamağının
üzerine getirir.
c. Baş parmağını aşağıya doğru büker.
ç. Baş parmağını makasın kendi
tarafındaki göze yerleştirir.
4. Orta parmağını makasın diğer gözüne
yerleştirir.
a. Orta parmağını aşağıya doğru
büker.
b. Orta parmağını makasın diğer gözüne
yerleştirir.
5. Makasın kesen kısmından tutan elini çeker.
a. Makasın kesen kısmından tutan
elinin parmaklarını açar.
b. Elini havaya kaldırır.
c. Elini kendine çeker.
6.Makası açar kapar.
a. Makası
yere paralel gelecek şekilde çevirir.
b. Baş parmağını hareket ettirir.
biçiminde basamaklandırılabilir
Ölçüt Bağımlı Ölçü Aracı Hazırlama
Beceri, analizi
yapıldıktan sonra ölçüt bağımlı ölçü araçları hazırlanmasına başlanabilir.
Beceri ile ilgili ölçüt bağımlı ölçü araçları “bildirimler”, “ölçüt”,
“yönergeler”, “öğrenci isimleri ve sonuçlar” bölümlerinden
oluşur. Beceri ile ilgili hazırlanan
ölçüt bağımlı ölçü aracı;Analizi yapılan becerinin her basamağının yer
aldığı “bildirimler” bölümü, Ölçü aracında öğrencinin ne
yapacağının söylendiği “yönergeler”
bölümü, Bildirimin hangi düzeyde
gerçekleştirileceğini belirleyen.
“ölçüt” (beceride kullanılan ölçüt % 100) bölümü ve “Öğrenci isimleri ve sonuçların”
kaydedildiği (becerinin nasıl gerçekleştiğini belirten; “Bağımsız” “Sözel
ipucu” “Model olma” ve “Fiziksel yardım” ifadelerine yer verilir. Bu ifadeler
“B”, “S.İ.”, “M.O.”, “F.Y.” sembolleriyle gösterilebilir) bölümlerden oluşur.
Dersin Adı :
Uygulayıcı :
Uygulama Tarihi :
Ölçüt Bağımlı Ölçü
Aracı ve Performans Kayıt Tablosu
BİLDİRİMLER
|
YÖNERGELER
|
ÖLÇÜT
|
|||
Dersin Adı :Resim
İş Uygulayıcı :
Uygulama Tarihi :
İş Uygulayıcı :
Uygulama Tarihi :
Ana yönerge: Makası
Kullan
BİLDİRİMLER
|
YÖNERGELER
|
ÖLÇÜT
|
Elif
|
Ayşe
|
cem
|
1. Makasın kesen
kısmını tutar
|
1. Makasın kesen
kısmını tut.
|
% 100
|
B
|
B
|
MO
|
a. Başat
olmayan elini makasın kesen kısmının üzerine götürür.
|
a. Başat olmayan elini makasın kesen kısmının üzerine
götür.
|
||||
b. Makası baş parmağı ve diğer parmakları arasına alır.
|
b. Makası baş parmağı ve diğer parmakları arasına al.
|
||||
Beceri ile ilgili ölçüt bağımlı ölçü aracının, öğrencinin
performans düzeyini gerçek olarak saptayabilmesi için öncelikle;
Becerinin Ön koşul
davranışların öğrenci tarafından kazanılıp kazanılmadığının belirlenmesi
gerekir. Eğer öğrenci bu ön koşul davranışları kazanmışsa performans alımına
geçilir. Kazanmamışsa öncelikle bu ön koşul davranışlar kazandırılır ve daha
sonra performans alımına geçilir. Örneğin analizi yapılan “Makas kullanır.”
amacının gerçekleşmesi için öncelikle öğrencinin önüne konan makas ve
kullandığı elinin baş ve orta parmağını göstermesi istenir. Öğrenci, bu ön
koşul davranışları kazanmışsa performans alımına geçilir. Beceride performans
düzeyini belirlemenin amacı, öğrencinin becerinin her bir basamağını bağımsız
olarak gerçekleştirip gerçekleştiremediğini ya da hangi ipucu verildiğinde
gerçekleştirdiğini belirlemektir.
Beceride performans düzeyi belirlenirken öncelikle uygulamanın yapılacağı ortam
düzenlenir. Bunun için performans alımı sırasında ortam, öğrenciyle bire
bir çalışılabilecek şekilde düzenlenmelidir. Öğretmen gerektiğinde model
olabilmek için performans alımı sırasında öğrencinin yanında durmalıdır ve
öğretmenin önünde de aynı araç seti bulunmalıdır. Daha sonra öğrenciye
beceriyle ilgili ana yönerge verilir. Öğrencinin gerçekleştirdiği basamaklar,
ölçüt bağımlı ölçü aracında, ilgili basamağın karşısına, “bağımsız” “sözel
ipucu” “model olma” “fiziksel
yardım” olarak kaydedilir.
Kavram Analizi
Kavram analizi, bir
kavramın ilişkili ve ilişkisiz
niteliklerinin belirlenmesi işidir.
Kavramın ilişkili nitelikleri, kavramı tanımlar ve onun benzer örneklerini
oluşturur. İlişkisiz nitelikleri ise kavramı tanımlamayan ancak kavramın yapısında
var olan niteliklerdir.
Renk kavramı analizi;
1. İki farklı
renk ve aynı şekil, malzeme ve büyüklükteki iki nesne arasından istenen rengi
gösterir.
2. İki farklı
renk ve aynı şekil ve büyüklükteki iki nesne resmi arasından istenen rengi
gösterir.
3. İki
farklı renk ve aynı şekil, malzeme ve büyüklükteki iki nesne veya nesne resmi
arasından belirtilen rengin adını söyler.
4. Üç farklı
renk ve aynı şekil, malzeme ve büyüklükteki üç nesne arasından istenen rengi
gösterir.
5. Üç farklı
renk ve aynı şekil ve büyüklükteki üç nesne resmi arasından istenen rengi
gösterir.
Vs
Kavramın analizi
yapıldıktan sonra ölçüt bağımlı ölçü araçları hazırlanmasına başlanabilir.
Kavram ile ilgili ölçüt bağımlı ölçü araçları “bildirimler”, “ölçüt”, “sorular”, “öğrenci
isimleri ve sonuçlar” bölümlerinden
oluşur.
Kavram ile ilgili hazırlanan ölçüt bağımlı ölçü aracı;
Analizi yapılan kavramın her basamağının yer aldığı “bildirimler” bölümü, Bildirimin hangi düzeyde
gerçekleştirileceğini belirleyen.
“ölçüt” (kavram için kullanılan ölçüt ¾) bölümü Bildirimlere ilişkin
soruların yer aldığı. “Sorular”
bölümü ve “Öğrenci isimleri ve
sonuçların” kaydedildiği (doğru ve yanlış tepkiler ilgili basamağın
karşısına, “+” veya “-” sembolleriyle kaydedilir) bölümlerden oluşur.
Dersin Adı :
Uygulayıcı :
Uygulama Tarihi :
Uygulayıcı :
Uygulama Tarihi :
Ölçüt Bağımlı Ölçü
Aracı ve Performans Kayıt Tablosu

Dersin Adı : Resim İş
Uygulayıcı :
Uygulama Tarihi:
Uygulayıcı :
Uygulama Tarihi:
Ölçüt Bağımlı Ölçü
Aracı ve Performans Kayıt Tablosu
“Kırmızı Kavramı”

Ünite analizi
Ünite konularının
analizinde, ele alınan konuyla ilgili kaynak taraması yapılarak konunun
ana hatları belirlenir. Bu belirlenen ana basamaklar kendi içerisinde kolaydan
zora doğru sıraya konur. Örneğin
“Okulumuz ve Yakın Çevremiz” ünitesinin analizi;
Okulumuz ve Yakın Çevremiz
1. Okulun
Bölümleri
a. Sınıf
b. Öğretmenler odası
c. Spor salonu
ç. Müdür odası
d. Müdür yardımcısı odası
e. Tuvalet
f.
Lâboratuvar
g. Kantin
2. Okulda Bazı
Bölümlerin İşlevleri
a. Spor salonunun işlevi
b. Atölyenin işlevi
c. Kantinin işlevi
ç. Lâboratuvarın işlevi
3. Okulda Çalışanlar
a. Müdür
b. Müdür yardımcısı
c. Öğretmen
ç. Rehber öğretmen
d. Hemşire
e. Hizmetli
Ünite analizi
yapıldıktan sonra ölçüt bağımlı ölçü araçları hazırlanmasına başlanabilir.
Ünite ile ilgili ölçüt bağımlı ölçü araçları “bildirimler”, “ölçüt”,
“sorular”, “öğrenci isimleri ve sonuçlar” bölümlerinden
oluşur.
Ünite ile ilgili hazırlanan ölçüt bağımlı ölçü aracı;
Analizi yapılan ünitenin basamaklarının yer aldığı “bildirimler” bölümü, Bildirimin hangi düzeyde
gerçekleştirileceğini belirleyen.
“ölçüt” (kavram için kullanılan ölçüt ¾) bölümü, Bildirimlere ilişkin soruların yer aldığı. “Sorular” bölümü ve “Öğrenci isimleri ve sonuçların”
kaydedildiği (doğru ve yanlış tepkiler ilgili basamağın karşısına, “+” veya “-”
sembolleriyle kaydedilir) bölümlerden oluşur.
Dersin Adı :
Uygulayıcı :
Uygulama Tarihi :
Uygulayıcı :
Uygulama Tarihi :

Dersin Adı : Hayat Bilgisi
Uygulayıcı :
Uygulama Tarihi :
Uygulayıcı :
Uygulama Tarihi :
Ölçüt Bağımlı Ölçü
Aracı ve Performans Kayıt Tablosu
“Okulumuz ve Yakın Çevremiz”

Ölçüt bağımlı ölçü aracının uygulanmasında dikkat
edilmesi gereken hususlar
Bir ölçüt bağımlı ölçü aracının, öğrencinin performans
düzeyini gerçek olarak saptayabilmesi için, her bildirimle ilgili olarak
kullanılan araç çeşitlerinin birbirinden farklı olmasına özen gösterilmelidir.
Beceri, kavram ya da ünitede performans düzeyi alınırken, eğer yazılı bir ölçü
aracı kullanılmıyorsa, öğrencinin performans düzeyinin bire bir ortamda
belirlenmesi gerekir.
Bunun nedeni, öğrencinin diğer öğrencileri model alarak
tepkide bulunmasını önlemektir. Bire bir ortam, sınıftaki dikkat problemleri ve
olumsuz davranışlara bağlı olarak hiç kimseyi göremeyeceği şekilde, sınıftan
bir paravanla ayrılmış bir bölme olabileceği gibi, ayrı bir oda şeklinde de plânlanabilir.
Performans alımında kullanılacak araçlar, çoğunlukla
öğretmenin kullandığı eli tarafında, masanın yanındaki daha alçak bir masada,
sehpa ya da kutu içinde, bildirim sıralarına uygun olarak yerleştirilmiş
olmalıdır. Çalışmaya başlamadan önce, araçlar öğrenciye gösterilmeli ve
incelemesine fırsat verilmelidir.
Hazırlık aşamasında, öğrencilerin tepkilerini işaretlemek üzere,
üzerinde sorular, soru örnekleri, öğrenci adı, tepkilerin işaretleneceği
sütunlar ve sonuç sütununun olduğu bir kayıt çizelgesi hazırlanmalıdır. Bu
kayıt çizelgesi, öğrencinin dikkatini dağıtmayacağı düşünülüyorsa, öğretmen,
kullandığı eli tarafında masanın köşesine yapıştırmalıdır.
Çalışmaya başlamadan önce, bu kayıt çizelgesinin ne için
kullanıldığı açıklanmalıdır. Eğer öğrencinin dikkatini dağıtacağı
düşünülüyorsa, kayıt çizelgesi, öğretmenin kucağında ya da masanın, öğretmenin
kullandığı eli tarafındaki yan yüzünde bulundurulabilir.
Performans alımına başlamadan önce, öğrenciye hangi konu
üzerinde çalışılacağı genel olarak açıklanmalıdır (renkle ilgili bir çalışma,
vücudumuzla ilgili bir çalışma vb.). Çalışma sırasında, öğrencinin uyması
gereken kurallar betimlenmeli, gerektiğinde bu kuralların dramatize edilmesi
istenmeli, çalışma sonunda ne yapacağı açıklanmalıdır.
Çalışma sırasında tepkisini nasıl göstereceği betimlenmeli
ve gerekirse canlandırma yoluyla gösterilmelidir. Bu kurallara uyduğu takdirde,
“... kazanacaksın.” diyerek verilecek pekiştireç betimlenmelidir. Küçük
öğrenciler için pekiştireç, öğrenciye gösterilmeli ve ortamdan kaldırılmalıdır.
Performans alımı sırasında öğretmen, öğrencinin, masaya
koyduğu araçlara teker teker bakmasını sağlamak ve rastlantısal tepkileri
önlemek için, soru yönergesini vermeden önce, öğrencinin, ellerini masadan
indirmesi gerektiğini söyler. Eğer öğrenci soru sorulduktan sonra, birkaç
saniye içerisinde tepki göstermemişse, öğretmen, tekrar araçları inceleterek
soru yönergesini yinelemelidir.
Eğer öğrenci yine tepki göstermezse, bu tepkisizlik yanlış
olarak kaydedilir. Soru sorulduktan sonra öğrenci önce doğru, sonra hemen
yanlış cevap vermişse ya da bunun tam tersini yapmışsa, öğretmen hiçbir şey
söylemeden, masadaki araçları toplamalı, öğrencinin oturuşunu tekrar
düzenlemeli ve araçları dizip tekrar bakmasını sağlayarak soru yönergesini
tekrarlamalıdır.
Performans alımı süresince, öğrencinin tüm tepkilerine
öğretmenin tepkisiz kalması gerekir. Ancak öğrenci, çalışma süresince uygun
oturduğu, gösterilen araçlara baktığı, araçları dizmeye ve toplamaya yardım
ettiği için pekiştirilmelidir.
Tüm performans alımı süresince öğretmenin soru yönergelerini
tutarlı bir şekilde kullanması gerekir. Araçlara baktırırken ve soru
yönergesini verirken kullandığı ses tonu, öğrenciyi pekiştirirken kullandığı
ses tonundan ayırt edilmelidir. Öğretmen çalışmayı mümkün olduğunca zevkli hâle
getirmek için dinamik olmalı, her an gözleriyle öğrencinin gözlerini kontrol etmelidir.
Bazı ölçüt bağımlı ölçü araçlarında, özellikle söyleme
düzeyiyle ilgili bildirimler, ondan önce gelen bildirimler için ipucu niteliği
taşıdığından, söylemeyle ilgili bildirimler, göstermeyle ilgili bildirimlerden
önce olacak şekilde sorulur.
Çalışma tamamlandığında, öğrenciye, çalışma sırasında uyduğu
kurallar betimlenerek teşekkür edilmeli ve eğer bir pekiştireç verileceği
söylendiyse verilmelidir.
Gözlem Formu Hazırlama
Gözlem formu, uygulama ya da duyuşsal alandaki davranışların
hangi düzeyde gerçekleşip gerçekleşmediğini ölçmek amacıyla kullanılır.
Öğrencinin söz konusu davranışı ne ölçüde gerçekleştirdiği gözleniyorsa, ilgili
davranışın karşısına bir işaret konarak değerlendirilir. Gözlenecek davranışın
türüne göre, farklı formlar geliştirilerek kullanılabilir.
Okul Kurallarına
Uyar.” Amacına Yönelik Örnek Gözlem Formu
Öğrencinin;
Adı :
Soyadı :
Öğrencinin;
Adı :
Soyadı :

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)